‘Denemelerim’ -- Naçizane
Şub
Ve son
Sözler uçtu ve yazık oldu.. Yüksek perdeden acılar süpürdü her bir güzelimsi kırıntımı. Kalp ağrılarım üstün geldi sevinçlerime, kabullendim bu defa kaybetmeyi. İnat etmiyorum, savaşmıyorum, yeni bir söz de söylemiyorum. Sözler uçmasın, yazık olmasın diye yalandan şarkılar söylemiyorum..
Bilindik bir hikayeydi benimkisi de. Basit bir insanın, ucuz hayallerinden bozma bir hayat kesitiydi çoğu zaman yaşadıklarım. Ara sıra da olsa gerçekleşen bam telli sevinçler kolay unutuldu, tıpkı olmaması gerektiği gibi. Şimdi son diyorum. Bu son. Bundan sonra bir müddet yazmayacağım, beni sancıtan düşlerden tutunmamaya çalışacağım. Yeni sözler söylemeden, eski sözlerimden kopacağım. Taa ki bazı sözlerden kurtulana dek. (daha&helliip;)
Şub
Mutsuz mavi çocuk
Duyguların en kötü özelliği düşünceyi perdelemesidir, mutluluğa ulaşmak uğruna mantığı hor görmesidir. Mutluluk ise içinde en büyük hüzünlerin tohumuyla gelir insana. En çok mutlu olduğuna en çok ağlar insan. Ve insan; hevesleri, beklentileri, erteledikleri, kursağında kalmış kelimeleri, kaçırılmış bakışları, gizledikleri, bitirilmemiş mektupları, susuşları, istemsiz veda edişleri ve daha iyisini yapamamışlıklarıyla tamamlanamamış bir cümledir. Böyle derdim, böyle bilirdim. Bugün çok farklı düşünüyorum:
Şub
?
Bugün sana söylemek istediklerimi sustum, duydun mu? Düşüncelerimin ağırlığından başım, dugularımın ağırlığından omuzlarım çöktü, farkettin mi? Yeterince susarsam duyabilirsin, yeterince çökersem farkedebilirsin zannetmiştim oysa. Ben yine sana, sustuğumla ve çöktüğümle kaldım. (daha&helliip;)
Şub
Öznenin yalın hali
Yalnızlık. Yaşanmamış çocukluk hatıraları ve istemeden elinde kalanlar. İçe gömülmüş kirli saklı hayaller diyarı.
Bu sefer sevgi yok, gösterişli kelimelerden de uzaktayım, bu sefer kesinlikle anlaşılmalıyım.
Bazen yalnızlık; sadece yalnızlık değildir. Yanında gelen düşüncelerle, duygularla seni değiştiren haldir. Sevgi, nefret, acıma, üzülme, hepsini aslında sana seçtiren hal; insanın ve düşüncenin yalın hali. Elinden kimsenin alamayacağı, gerçek seni gören, gerçekleri yüzüne vuran tek arkadaş. (daha&helliip;)
Oca
Oysa
-Biliyor musun?
-Bilmiyorum
Oysa neler biliyordum. Çok şey görmüştüm, belki de yeterdi, artık gitmeliydim. Çaresiz sabahlarıma yenik düşmeliydim, savaşımı kaybetmeliydim. Takılıp rüzgarın peşine çok başka diyarlarda aramalıydım mutluluğu. Belki de orada mutsuz olmak bile bana daha iyi gelirdi. Fazla gücüm kalmadı artık, herkes gider mi? Sen gitme, olur mu? (daha&helliip;)